ankarabisiklettoplulugu
  Kışın Bisiklete Binerken
 









     Havaların soğumasıyla birlikte hobi bisikletçileri evlerine çekilir ve dağlar, yollar bize kalır. Biz kim miyiz; biz, yaz kış, yağmur çamur demeden bisiklete binen çılgın bisikletlileriz! Peki rahat bir şekilde, üşümeden ve terlemeden soğuk havalarda bisiklete binmek için nelere ihtiyacımız olduğunu, neler yapmamız gerektiğini biliyor muyuz? Bu soruların cevabı yazımın ilerleyen kısımlarında cevap bulmakta.

     Kişiden kişiye göre değişmekle birlikte yaklaşık 20 °C'nin altındaki sıcaklıklarda üşümeye başlarız. Özellikle bu sıcaklıklarda bisiklet üzerindeyken etkilendiğimiz en önemli unsur rüzgârdır. Rüzgârsız ortamda üşümeyeceğimiz sıcaklıklarda bile rüzgâr olduğu için fazlasıyla üşüyebiliriz. Bunun önüne geçebilmek için ihtiyacımız olan rüzgârlıktır. Rüzgârlıklara seçenek olarak kullanabileceğimiz kıyafetler ve gazete kâğıdı gibi cisimler olabilir ama bunların rüzgârlığın yerini tutmayacağını iyi bilmelisiniz. İyi bir rüzgârlık rüzgâr geçirmeyeceği gibi terletmemelidir de. Her ne kadar bir kumaş parçası olsa da son yıllarda rüzgârlık ve yağmurluk gibi terletebilen spor kıyafetlerin tasarımlarında iyileşmeler yaşanmaktadır. Rüzgâr ve terlemeden asgari oranda etkilenmenizi sağlayacak rüzgârlıkların önü sırtın üst kısımlarıyla birlikte rüzgâr geçirmeyen kumaşlardan (Windstopper), arkası rahat hava alabilen (Terlememek için sırtın hava alması önemlidir) sentetik kumaşlardan olmalıdır. Alacağınız rüzgarlık uzun kollu olacak ise bileklerinin lastikli, koltuk altlarının da terlememek için fermuarlı olması iyi olacaktır. 

     Rüzgârlık, kullanacağımız yalnızca bir donanımdı. Üst giyimde kullanacağımız diğer kıyafetler termal içlikler, uzun kollu formalar, kışlık ceketlerdir. Sıcaklık 10 °C'ye yaklaşmaya başladığında artık bizi rüzgârdan koruyacak kıyafetlerle birlikte sıcak tutanlarına da ihitacımız olacak. Başta, en içte teri tutmaması için giyeceğimiz sentetik kumaşlardan üretilmiş, vücudu saran bir fanilaya ihtiyacımız vardır. 10-20 °C arasında bu fanila, uzun kollu forma, yelek rüzgârlık çoğu zaman yeterli olur. Sıcaklık daha da düşmeye başladığında ara katlara yine sus tutmayan ve nefes alan sentetik kıyafetler giymemiz gerekir. Yaklaşık 5 °C'nin altındaki sıcaklıklarda ise ara katmanlar yeterli olmayacak, neredeyse tamamen kapalı bir cekede ihtiyaç duyacağız. Bu tür ceketler onlarca farklı kumaş ve tasarımda olabilir. Bunları seçerken dikkat etmemiz gerekenler ince ve hafif olması, tıpkı rüzgârlıktaki gibi koltuk altının fermuarlı, bel ve bileklerinin daralabilir olması, boynu kapatması, bizi yeterince sıcak tutacağına inanmamızdır. 

     Bacaklarımız yoğun kan dolaşımından ötürü fazla üşümeyeceği için alt giyimde kullancağımız kıyafetler daha azdır. Yalnızca rüzgârlık kullandığımız havalarda kısa taytımız ve şortla üşümeden bisiklete binebiliriz. Biraz daha soğuklarda ise uzun tayt, eşofman altı bizi sıcak tutmaya yetecektir. Genellikle donma derecesinin üzerindeki sıcaklıklarda rüzgâr geçirmeyen alt giysiler fazlasıyla yeterli olmakta ama üşünmesi durumunda, üst giyimde olduğu gibi birkaç kat giyinerek bu sorunu da çözüme kavuşturmak mümkün.

     Yukarda, kıyafetlerle ilişkilendirdiğimiz kıyafetleri kullanara her zaman doğru giyinemezsiniz. Doğru giyindiğinizi bilmek için dışaıya çıktığınız ilk 5-15 dakika arasında bir miktar üşüyecek, ısınmaya başladığınızda ise, fazla giyinmediyseniz üşümeden ve terlemeden yolunuza devam edebileceksiniz. Bu nedenle doğru giyindiğinizden emin olmadığınız zamanlarda kendinize ısınıncaya bir zaman tanıyın ve evinizin yakınlarında ısınma turu atın. Kıyafetlerinizi yetersiz bulduğunuz evden takviye yapabilir veya fazlalığınız olduğunda gereksiz kıyafetlerinizi eve atabilirsiniz. Bunların yerine sırt çantanızı da kullanabilirsiniz tabi.

     Gövde ve bacaklar haricinde soğuktan korumamız gereken bir baş, birer çift de el ve ayaklarımız mevcut. Kask altından takabileceğimiz bandana, bere gibi aksesuarlar başımızı; kar maskesi yüzümüzü, forma veya rüzgârlığımız boynumuzu, her zaman kullanmamız gereken ve kullandığımız gözlük gözümüzü soğuk ve rüzgârdan koruyacaktır. Ellerimiz için serin havalarda yazlık uzun parmaklı eldiven yeterli gelebilir fakat yeterli olmazsa rüzgâr geçirmeyen kışlık bisiklet eldivenleri fazlasıyla yeter. Ayak ve ayakkabı konusunda seçeneklerimiz biraz daha fazla. Yazlık bisiket ayakkabılarımızı kışın da kullanacaksak bir çift rüzgâr ve su geçirmeyen kışlık ayakkabı kılıfı işimizi fazlasıyla görür. Serin havalarda biraz daha kalın çorap giyerek, kılıfa da ihiyaç duymadan yazlık ayakkabılarımızı kullanabiliriz. Diğer seçeneğimiz ise kışlık bisiklet ayakkabısıdır. Kışlık bisiklet ayakkabıları, yazlık ayakkabılar gibi hava alan deliklere sahip olmadığı gibi kalın ve sıcak tutan özelliktedirler. Tabi suya girdiğimizde, ayakkabı kılıfımız da yoksa ayakkabımızın ıslanması içten bile değildir. Bu nedenle ben daha kullanışlı ve ekonomik bulduğum için kışlık ayakabı yerine kışlık ayakkabı kılıfı kullanılmasını öneriyorum. Son olarak, su ve ayakkabıyla ilgili bir ip ucu: Kaskımıza sardığımız streç filmi ayakkabımıza da sararak su ve rüzgârdan korunmamız mümkün.

     
     Kış karsız olmaz ya da "Karsız kış olmaz." mı demeliyim acaba? Lastik seçimi, karda ve buzda en güvenli şekilde ilerlememizde önemli rol oynamaktadır.



     Karlı ortamda kullanacağımız lastiğin sahip olması gereken en önemli özellikler yumuşak hamurlu, dar ve iri dişli olmasıdır. Yumuşak lastik, esnekliğini düşük sıcaklıklara kadar koruyarak, tutuşu azami düzeyde tutar. Dar lastikler karda ilerlemeyi kolaylaştırırken, iri dişler karda tutunmayı artırır. Bazı kullanıcılarda geniş ve havası bir miktar indirilmiş lastiklerin daha iyi tutuş sağladığı görüşündedir. Eğer ikilemde kalıyorsanız, iki şekilde de deneme yaparak sizin için en uygun olduğunu düşündüğünüz lastiği kullanabilirsiniz. Bunlar dışında, buzda sürüş için çeşitli markaların çivili lastikleri de bulunmaktadır.

     Sürüşte dikkat etmemiz gereken noktalar da ani hareketlerden kaçınmak, hız yapmamak, donmuş göller gibi su üstü buz tabakalarına girmemek; mümkünse hiç buza girmemek, bilmediğimiz arazi ve yollarda sürüş yapmamak (Kar, olası mazgal ve çukurları doldurursa çukura girip düşebilirsiniz) patinaja düşmemek için yüksek viteste, düşük devirde pedal çevirmek, uzun sürüşlerde yüzümüz ve hareketsiz kalan ayağımız üşüyebileceğinden üşümeye başladığımız anda bisikletten inip yürüyerek ayağımız, nefesimiz veya kıyafetimizle de yüzümüzü ısıtmamız gerekebilir.

     Nem oranının az, hava sıcaklığının 10 °C'nin altında olduğu zamanlarda sağlığımız için dikkat etmemiz gereken önemli bir nokta da nabzımızı yükseltmemektir. Kendimizi zorladığımızda nabzımız yükselecek, daha sık ve derin solumaya başlayacağız. Düşük sıcaklıklarda alınan bu sık ve derin nefesler ise havanın yeterince ısınmadan ciğerlerimize gitmesine neden olacak, ilk olarak öksürmeye başlayarak bu durumu kısa süre sonra hissedeceğiz. Tabi bu şekilde bisiklete binmeye devam edersek durum daha ciddi bir hal alabilir. Bu yüzden kesinlikle soğuk havalarda antrenman yaparken temponuzu aşırı yükseltmemenizi öneririm. Ayrıca -5 °C'nin altındaki sıcaklıklarda da mecbur kalmadıkça açık havada bisiklete binmemeniz yine sağlınız açısından iyi olacaktır. 

 
  Bugün 1 ziyaretçi (2 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol